*** Deplasmanda oynadığımız 2 maçtan 6 puan çıkardık. Bu sezon öncesi hedeflerimizi değiştirir mi?Genel anlamda hedeflerimizde bir değişiklik olmaz. Ama almış olduğumuz 2 tane deplasman sonucu bizi sevindiriyor. Çünkü geçtiğimiz sezon biliyorsunuz deplasmanda çok başarılı olmadığımızı söylemiştik ve sezon başında da buna bir değişiklik getirmedik istediğimizi söylemiştik. Takım olarak da deplasmanda biraz daha başarılı olmamız gerektiğinin bilincindeydik.O açıdan ilk 2 galibiyetin deplasman olması bizi ayrıca mutlu etti. Tabi önemli olan bunu sürdürebilmek. Bu durum hedeflerimizde bir değişikliğe yol açmadı. Çünkü bu sezonki ilk hedefimiz tabii ki ligde kalmak. Ama aynı zamanda da oyunumuzu geliştirmek ki, o yönde şu anda gayet olumlu adımlar atıyoruz. İkincisi hedefimiz ise oyuncularımızı geliştirmek.*** Yasak nedeniyle sezona transfer yapamadan başladık. Ancak oynanan oyunda geçen sezona göre ciddi bir gelişim var. Bu durumu avantaja çevirdiğimiz söylenebilir mi?Tabii ki bu durumu avantaja çevirmemiz gerekiyordu. Çünkü geçtiğimiz sezon oynamış olduğumuz oyun, o süreç için oynanması gereken oyundu. Çünkü geldiğimizde yapmış olduğumuz analizde en kısa yoldan nasıl sonuca gidebiliriz önce onu belirledik. O doğrultuda bir rapor hazırladık. O raporumuzu Yüksel beye sunduktan sonra da hoca profillerini belirledik. O profillerin içerisinden 3 tane adaydan birini seçmek zorundaydık ve Marcus hoca bizim için her anlamıyla en ideal olanıydı.Hem 3 tane takımı aynı sıkıntıdan kurtarıp, düzlüğe çıkartıp ligde bırakması, kişilik ve yapısı bizim için çok önemliydi. Bizim ona sunacağımız çalışma ortamını kabullenmesi, o dönemde transfer yasağının olabileceği konuşuluyordu. Bunları hep baştan açık şekilde kendisine ifade ederek o güne kadar oynanmış olan oyunu, karşılaşmaların analizini yaparak kendisine bir rapor sunmuştuk. Ayrıca kendi yapmış olduğumuz önerilerimiz de vardı tabii ki hocamıza. Geçtiğimiz sezon yapmış olduğumuz tercihin çok doğru olduğunu sezon sonunda gördük diyebiliriz.Bu sezonu geçen seneden farklı kılan ise bazı oyun planımız olması gerekiyordu. Mücadele olarak geçtiğimiz sezon belki de ligin en iyi mücadele eden takımlardan bir tanesiydik ama oyun olarak özellikle deplasmanda oynamış olduğumuz karşılaşmalar bizi mutlu etmiyordu. Bundan dolayı oyunumuzu da geliştirmemiz gerekiyordu. Oynamış olduğumuz 3 karşılaşmada da bu doğrultuda doğru adımlar attığımızı söyleyebiliriz.*** Alınan başarılı sonuçlardan sonra takımın havası olumlu yönde değişti. Takım içerisindeki arkadaşlığı ve hoca ile futbolcuların uyumunu nasıl görüyorsunuz?Burada önemli olan hazırlık dönemini birlikte geçirmekti. Yani geçtiğimiz sezon belki de en büyük dezavantajlardan bir tanesi Samsunspor için buydu. Yani oyuncuların Süper Lige yeni çıkması, oyuncuların aynı dönemde hazırlık kampı geçirmemesi, birlikte hazırlanmaması her zaman bir kulüp için bir dezavantajdır yani. Bu dezavantajda ligde oynanan ilk haftalardaki karşılaşmalarda çok net bir şekilde gözüktü. Bu sezon ile geçen sezonun arasındaki fark, bu sezon sahada belirlenmiş bir 11 vardı. Belki değişik mevkiler olabilir ama isim olarak 11-12 tane isim vardı.Bu bizim için tabii ki bir avantajdı. Hocamızın gelmesi, hazırlık dönemini birlikte geçirmesi, geçtiğimiz sezon oynamış olduğumuz karşılaşmaların raporlarını kendisine sunduk. Kulübümüzün bir misyonu ve vizyonu olacağını, hangi konularda değişiklikler beklediğimizi kendisine ilettik.Bu doğrultuda da ilişkilerimizin çok olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Geçtiğimiz sezon yerli oyuncuların katkısı inanılmazdı. Bu sezon yine aynı şekilde onların katkıları çok büyük ama yavaş yavaş yabancı oyuncuların da o sorumluluğu aldığını, burayla ilgili aidiyet duygusunu hissettiklerini ve yaşadıklarını çok net bir şekilde görebiliyoruz. Bu da saha içerisindeki uyumu kolaylaştırıyor, takım içerisindeki havayı değiştiriyor. Sonuçlar da geldiği zaman bu biraz daha kolay oluyor haliyle.*** Markus Gisdol’den sonra yine bir Alman hoca ile çalışıyoruz. Sizce 2 hoca arasında bir sistem farkı var mı? Gisdol ve Reis hocamız arasında bir sistem farkı var. Biz Markus hocayla devam etmeyi çok istedik. Çünkü Markus hocanın geçtiğimiz sezon yapmış oldukları göz ardı edilemez. Eğer bugün bunları konuşabiliyorsak Markus hocamızın yapmış olduğu katkılar çok büyük. Markus hocayla devam etmiş olsaydık da oyun felsefemiz bu olacaktı. Bu doğrultuda devam edecektik ve şu andaki oynamış olduğumuz oyunu oynayacaktık.Kendisiyle de defalarca bunu konuşmuştuk. Ama tabii onun almış olduğu karar bizi tekrar yeni bir arayış içerisine soktu. Bu arayış içerisinde de yapmış olduğumuz analizlerde, belirlemiş olduğumuz adaylar içerisinden Thomas Reis hocamızda karar kıldık. Hocamızla anlaşmadan önce ben 2 kez kendisiyle Almanya'da görüştüm. Bir defa da Belçika'da görüştük. Sonra 2 kez de Yüksel başkan kendisiyle görüştü.Yani Thomas Reis kararı 1-2 günde verilmiş bir karar değildi. Hocanın geçmişte oynatmış olduğu karşılaşmaları izledik. Çalışmış olduğu takımlardan her anlamda bilgi aldık. Hem kişilik olarak, hem oyuncularla olan iletişimiyle ilgili, idmandaki çalışmalarıyla ilgili ve bu doğrultuda tüm bilgileri aldıktan sonra rapor haline getirip ondan sonra alınmış bir karar.*** Başkan Yüksel Yıldırım sizin için, “İlk kez futbol direktörü olarak çalışıyor. Bence görevini çok iyi yapıyor” dedi. Bunun için neler söylersiniz?Tabii ki bunları Yüksel başkandan duymak güzel. Ama önemli olan bunu devam ettirebilmek. Biz elimizden geldiği kadar buraya katkı sağlayabilmek için çabalıyoruz. Ben belki Yüksel başkanın da söylediği gibi ilk defa futbol direktörü olarak görev yapıyorum ama teknik adam olarak 20 yılı aşkın bir süredir saha deneyimim, tercümem var. Bunun da gelen teknik adamlara çok büyük katkı sağladığını düşünüyorum.En azından soyunma odasındaki havanın nasıl olabileceğini, idmanlardaki havanın nasıl olabileceğini, zaman zaman hocanın modu düştüğü zaman ona o motivasyonu tekrar nasıl sağlayabileceğimizi biliyorum. Çünkü bunları bizzat yaşadım.Bu konuda da elimden geldiği kadar katkı sağlamaya çalışıyorum. Yüksel başkanımızın bana vermiş olduğu alanı göz ardı etmemek lazım. Başkanımızın verdiği o sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmeliyiz. Başkanımızın geçtiğimiz yıl bize bırakmış olduğu alanı biz de en iyi şekilde doldurma ve görevimizi layıkıyla yerine getirmeye çalıştık. Bunları da kendisine duymak çok güzel.*** Önce Konyaspor, ardından da Başakşehir ile sahamızda oynayacağız. Bu 2 maçtan alınacak 6 puan bizi nerelere taşır?Tabii ki hava olarak çok şey değiştirir. Burada sonuç alıp aynı zamanda kaliteli oyunu da oynamak çok önemli. Bu, şehir için çok önemli çünkü bunu çok net bir şekilde şehirde hissedebiliyoruz. Taraftarların ne kadar mutlu olduğunu, ne kadar gurur duyduğunu görebiliyoruz. Şunu altını çizerek söyleyeyim ki biz onlarla daha fazla gurur duyuyoruz. Şu anki mevcut durum çok güzel ama şunu da unutmayalım. Bizim geçtiğimiz sezon 10. hafta sonunda 2 puanımız vardı. Herkes o dönemde Samsunspor ligde kalmaz, artık Samsunspor gitti demişti. Yani almış olduğunuz puanlar sizin için bonus oluyor. Şu anda alınan puanlar belki ilerideki haftalarda bonus olarak bize geri dönecek.Biz ayağımızı yere sağlam basarak, haddimizi bilerek, şehrimizi, kulübümüzü en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz. Sahamızda üst üste oynayacağımız 2 maçtan alacağımız 6 puan bize ligde şu sırada bitiririz dedirtmez. Alacağımız 4 puanda dedirtmez. Ama alacağımız bir mağlubiyet de bir şey dedirtmez. O açıdan şu anda hedef belirlemek için çok erken. Bizim öncelikli hedefimiz belli. O da kümede kalmak. Üstüne basarak söylemek istiyorum ki bizim ilk hedefimiz ligde kalmak. Bu hedefi ne kadar üst sıralarda tutturursak ve aynı zamanda oyunumuzu ve oyuncularımızı geliştirirsek o kadar iyi olur. *** Başkan Yüksel Yıldırım altyapıya büyük önem veriyor. A Takım kadrosundaki altyapı oyuncularının son durumları nedir?Altyapıyla ilgili bizim de çok değişik düşüncelerimiz ve hedeflerimiz var. Benim de teknik adam olarak kariyerime baktığınız zaman altyapıya ne kadar önem verdiğimi çok net bir şekilde görebilirsiniz. Yani her gitmiş olduğum takımda en az 3-4 tane oyuncuyu altyapıdan alıp A takımında oynatmışımdır.Şu anda milli takımda oynayan oyuncularımız da var. Onları görünce mutlu da oluyorum, gurur da duyuyorum. Geçtiğimiz sezon kaotik bir ortamdayken genç oyuncuya şans vermek çok kolay değildi. Bu sezon ise geçtiğimiz oturmuş bir sistemimiz, kadromuz var. Biz şu anda U19’dan oyuncuları alıp A takıma geçişini yapıyoruz. Ama o geçişin çok kolay olmadığını bilmemiz lazım. Çünkü uyum açısından, ortam açısından, fiziki farklılık açısından bu bir süreç. Ama ben inanıyorum ki şu anda A Takım’da 8 tane altyapıdan oyuncumuz var. Önümüzdeki haftalarda mutlaka onlar da süre alacaktır. Hedeflerimizden bir tanesi de bu sezon en az 1 tane oyuncumuzu ilk 11 oyuncusu yapmak.Bu Ekim'de olur, Kasım'da olur, Aralık’ta olur ama mutlaka olacak. ‘Bunu geçen sezonu neden yapmadık? Ligde kalmaya garantiledikten sonra neden son 3 karşılaşmada genç oyunculara şans verilmedi?’ diye sorarsanız ona da açıklık getireyim. Bu durumu biz Markus hocamızla görüştük. Hatta ben kendisinden rica da ettim. Ama Markus hocamız, ‘Ben bu oyuncularla bu savaşa giriştim. Artık limanı gördükten sonra da bunları gemiden suya atamam. Onlarla beraber o limana yanaşmam lazım’ dedi. Sonuçta güzel bir ortamımız vardı hocayla. Güzel bir şekilde birlikte devam etmek veya ayrılacaksak da güzel bir şekilde ayrılmamız gerekiyordu. Biz tabii ki istesek hocaya bunları oynat diyebilirdik. Ama etik olarak bu doğru değildi. Hocanın bizden böyle bir ricası oldu. Hocayı da kırmak istemedik açıkçası.*** Taraftarlarımız geçen sezon özellikle iç sahada takıma çok ciddi bir güç oldu. Taraftarlara mesajınız nedir?Bence sadece iç sahada olmadı, deplasmanda da oldu. Tabii ki iç sahada daha fazla alanımız olduğu için, daha çok sayıda taraftarı stat içerisine alabildiğimiz için bu daha çok ön plana çıktı. Ama deplasmanda da bize ayrılan yeri fazlasıyla doldurdular. Bir kere onlara çok çok teşekkür etmek istiyorum. Özellikle evimizde oynadığımız maçlarda rakiplerimiz deplasmana geldiklerini çok net bir şekilde hissettiler. Sezon sonunda puan durumunda belki ilk 4-5 içerisinde değildik ama Türkiye genelinde tribündeki taraftar sayısı olarak ilk dört içerisindeydik. Bu göz ardı edilmemeli. Bu durumla da gurur duyuyoruz. Ümit ediyorum ki bu sezon da aynı şekilde devam edecek. Hatta camia olarak başarabilirsek bunu biraz daha arttırmak istiyoruz. Bu sezon da o birlikteliği sağlayabilirsek taraftarlarımız tribünde, futbolcularımız da sahada eminim çok güzel bir ortam oluşacak. Bu da hem takımın performansına, hem de saha sonuçlarına yansıyacak. Futbolcular mutlu olacak, taraftarımız mutlu olacak, camiamız mutlu olacak. Hepimiz o mutluluğu inşallah birlikte bu sezon da yaşayacağız.*** Başkan Yüksel Yıldırım’ın Avrupa hayali ve taraftarlara bu yönde verilmiş bir sözü var. Sizin planlamalarınıza göre Atatürklü armayı ne zaman Avrupa arenasında izleyebiliriz?Tabii ki bu işi yapıyorsan mutlaka hedeflerinden bir tanesi de bu olmak zorunda. Ama Türkiye gerçeklerini hatta futbolun gerçeklerini göz ardı etmemek lazım. Geçmişte Avrupa kupalarına gidip daha sonra çok kötü düşüşler yaşamış olan kulüp sayısı çok fazla. Bu sadece maddi anlamda değil, diğer konularda da çok büyük sıkıntı yaşamış büyük camialar şu anda alt liglerde oynuyor.Biz bunu yaparsak doğru bir şekilde yapmalıyız. Üzerine koyarak ve kalıcı bir şekilde yapmamız lazım. Belki bunu söylediğim zaman taraftarlarımızın hoşuna gitmeyecektir ama eminim duygusal davranmayıp mantıksal olarak düşündüklerinde haklı olduğumu söyleyeceklerdir. Türkiye'de ilk 4’e girmek çok kolay değil. Biz için önemli olan beşinci takım ne zaman olabiliriz? Onun hesabını yapmamız gerekiyor.Bu da Avrupa kupalarını götürüyor. Şu anda bizim önümüzde olan çok sayıda kulüpler var. Bizim öncelikle o mesafeyi kapatmamız gerekiyor. O mesafeyi kapattığımız zaman eminim ilk 5 içerisinde mutlaka biz olacağız. Zaman vermek futbolda çok zor. Çünkü bunu önceden kestirmek kolay değil ama kalıcı olarak yapabiliyorsan bu çok büyük bir başarı sağlar. Örnek verecek olursam, bizim transfer yasağımız olmamış olsaydı eminim şu anda 7-8 tane değişik oyuncuyla sezona başlamış olurduk. Geçtiğimiz sezon performansından memnun olmadığımız çok sayıda yerli ve yabancı oyuncumuz varken, bugün aynı oyunculara methiyeler diyoruz. Bu da futbolda istikrarın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Camia olarak kesinlikle Türkiye’de ilk 5’te varız. Ama bizim asıl amacımız mevcut olan kadroyu koruyarak, üzerine koyarak her sene hedefi de aynı şekilde büyütmek ve kalıcı bir şekilde ilk 5 içerisinde olmak. Bunu başarabilirsek bizim adımıza mutluluk ve gurur verici bir gelişme olmuş olur.
Davut Aktaş
Davut Aktaş
Fuat bey her zaman temkinli konuşmak iyidir.yeneriz,kazanırız değilde,puan için oynayacağiz.rakibi küçümsemek tehlikeli.